Dişlerimizin doğal rengi zamanla çeşitli nedenlerle sararabilir, parlaklığını kaybedebilir veya lekelenebilir. Günümüzde pek çok kişi daha aydınlık ve beyaz bir gülüşe kavuşmak amacıyla farklı yöntemlere başvuruyor. Bu yöntemlerden biri de lazerle diş beyazlatma uygulamasıdır. Lazerle diş beyazlatma, özel bir jel ve lazer ışığının birleşimiyle diş yüzeyindeki ve mine tabakasının içindeki lekelerin hızlıca açılmasını hedefleyen profesyonel bir tedavidir. Diş hekimi kontrolünde yapıldığı için güvenilir ve etkili bir seçenek olarak öne çıkar.
Lazerle Diş Beyazlatma Nedir?
Lazerle diş beyazlatma, dişlerin üzerine sürülen yüksek konsantrasyonlu bir beyazlatma jelinin lazer ışığı ile aktive edilmesi yoluyla dişlerin daha kısa sürede ve daha yoğun şekilde beyazlatılmasıdır.
Lazer teknolojisi, diş beyazlatma jeline ısı veya ışık enerjisi sağlayarak kimyasal sürecin hızlanmasına yardımcı olur. Normalde diş beyazlatma tedavilerinde beklenen etki kullanılan peroksit içerikli jellerin diş minesindeki lekeleri okside etmesiyle sağlanır. Lazer ışığı ise bu jelin etkileşimini daha hızlı başlatır ve çoğu zaman tek bir seansta birkaç ton renk açılması hedeflenir. Bu uygulamanın temel mantığı, yüksek enerji sayesinde peroksit moleküllerinin aktifleşmesini çabuklaştırarak daha etkili bir sonuç elde etmektir.
Günümüzde lazerle diş beyazlatma, konforlu ve hızlı olmasından dolayı sıklıkla tercih edilir. Geleneksel yöntemlerde hastaların bazen birkaç seans veya haftalar süren ev tipi plak kullanımıyla sonuç beklemesi gerekirken, lazerle beyazlatmada genellikle tek bir klinik randevusuyla bile istenen beyazlığa yakın sonuçlar alınabilir. Tek seansın yaklaşık 30 ila 60 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanması, yoğun iş temposu veya zaman kısıtı olanlar için de avantaj sağlar.
Lazerle diş beyazlatma sırasında kullanılan beyazlatıcı jeller, tipik olarak yüksek oranda (yüzde 25-40 arası) hidrojen peroksit veya benzeri aktif madde içerir. Bu nedenle tedavinin mutlaka diş hekimi gözetiminde yapılması önemlidir. Diş hekimi, hastanın diş ve diş eti sağlığını kontrol ederek, ihtiyaç duyulan koruyucu materyalleri uygular. Tedaviyi uygularken kullanılan lazerin türüne göre de farklı dalga boyu ve teknikler devreye girer. Örneğin bazı lazerler sadece jeli ısıtarak etki gösterirken, bazı lazer tipleri (örneğin KTP lazer) lekeli moleküllerle doğrudan etkileşime de girebilir.
Lazer ışığının dişe zarar vermemesi için diş hekiminin belirlediği protokoller titizlikle uygulanır. Hekim, jelin doğru kalınlıkta sürülmesini ve diş etlerinin özel bariyerlerle korunmasını sağlar. Bu sayede jelin diş etlerine, dudaklara veya yanaklara temas etmesi engellenir. Yine lazerin diş üzerinde çok uzun süre veya yüksek ısıyla tutulmasından kaçınılır. Amaç beyazlatma jeline yeterli enerjiyi vererek lekelerin oksitlenmesini hızlandırırken diş pulpasını (sinir dokusu) aşırı ısıya maruz bırakmamaktır.
Lazerle Diş Beyazlatma Nasıl Yapılır?
Lazerle diş beyazlatma, diş hekimi muayenehanesinde gerçekleştirilen, kontrollü bir işlemdir.
Uygulama öncesinde öncelikle dişlerin ve diş etlerinin sağlıklı olması gerekir. Hekim, dişlerde çürük, çatlak veya diş etinde enfeksiyon gibi sorunlar olup olmadığını kontrol eder. Eğer herhangi bir aktif problem varsa öncelikle bu durumlar tedavi edilir. Sağlıklı bir ağız ortamı sağlandıktan sonra ise randevu planlanarak beyazlatma işlemine geçilir. Uygulamanın detayları genellikle şu adımlardan oluşur:
- Diş etlerinin Korunması
Diş etlerine, dudaklara ve yanaklara özel koruyucu malzemeler uygulanır. Bu koruyucular çoğunlukla ışıkla sertleşen özel reçine veya bariyer jellerdir. Amaç diş beyazlatma jeline maruz kalabilecek yumuşak dokuları güvenli şekilde korumaktır. İşlem sırasında ağzı uzun süre açık tutmak için de küçük bir plastik ağız açıcısı kullanılır.
- Gözlerin Korunması
Lazer ışığı göze zarar verebileceğinden, herkesin koruyucu gözlük takması büyük önem taşır. Diş hekimi, hastaya koruyucu gözlük vererek işlem süresince kullanılmasını sağlar.
- Beyazlatma Jelinin Uygulanması
Ön koruma tedbirleri alındıktan sonra, diş yüzeylerine yüksek konsantrasyonlu beyazlatma jeli sürülür. Bu jel genellikle hidrojen peroksit veya karbamid peroksit içerir ve lazer ışığıyla etkileşime girecek şekilde formüle edilmiştir.
- Lazerle Aktivasyon
Dişlerin üzerine uygulanan jelin aktifleşmesi için lazer ışığı kullanılır. Lazerin dalga boyuna göre jeldeki moleküller hızla oksijen açığa çıkarır. Bu oksijen, diş minesinin içine nüfuz ederek lekeli veya renklenmiş bölgeleri parçalar ve dişin rengini açar. Hekim, lazer ışığını dişlere kısa aralıklarla uygular. Her bölgeye yeterli ışık verildikten sonra jelin yüzeyde tuttuğu ısı veya enerji oranı kontrol edilir. Gerekiyorsa jel temizlenip tekrar uygulanarak birkaç tur devam edilebilir.
- İşlem Süresinin Kısalığı
Lazerle diş beyazlatmanın en büyük avantajlarından biri tek seansta tamamlanabilme potansiyelidir. Bazı vakalarda renklenme çok derin olmadığı sürece 30 ila 60 dakika aralığında işlem son bulur. Eğer daha koyu lekeler varsa seans içinde birkaç kez jel yenilenerek ve tekrar lazer uygulanarak istenen tona ulaşılmaya çalışılır.
- İşlem Sonrası Değerlendirme ve Temizlik
Beyazlatma işlemi bittiğinde, koruyucu bariyerler ve ağız açıcısı çıkarılır. Dişlerde kalan jel artıkları tamamen temizlenir ve diş etlerinde herhangi bir tahriş olup olmadığı incelenir. Gerekirse floridli veya hassasiyet giderici destek ürünleri uygulanır. Tedavi sonrasında hasta genellikle hemen sonuçları aynada görebilir.
Lazerle Diş Beyazlatma Zarar Verir Mi?
Lazerle diş beyazlatma, doğru şekilde uygulandığında genellikle zarar vermez ve gayet güvenli kabul edilir.
Bununla birlikte her medikal veya kozmetik girişimde olduğu gibi bu tedavinin de bazı geçici yan etkileri veya dikkat edilmesi gereken noktaları olabilir. En sık duyulan şikayetler arasında hafif diş hassasiyeti ve diş eti tahrişi sayılabilir. Beyazlatma jeli yüksek konsantrasyonlu olduğu için dişin sinir dokusuna yakın bölgelerinde geçici bir sızlama hissi oluşabilir. Aynı şekilde diş etlerine, dudaklara veya dil yüzeyine az da olsa jel bulaşırsa kısa süreli iritasyon görülebilir. Ancak diş hekiminin uyguladığı koruyucu bariyerler sayesinde bu risk minimum seviyede tutulur.
Lazerle diş beyazlatmanın en önemli güvenlik önlemi, ısı kontrolüdür. Lazer, jeli hızlı şekilde aktive ederken aynı zamanda ısı açığa çıkarabilir. Diş pulpasının aşırı ısınması istenmeyen etkilere neden olabileceğinden hekimin kullandığı lazer gücü, uygulama süresi ve jel kalınlığı çok özenli ayarlanır. Modern lazer cihazları genellikle darbeli ışık veya aralıklı uygulama protokolleriyle sıcaklık artışını kontrol altında tutacak şekilde tasarlanır. Ayrıca hekimin seçtiği jel formülasyonu da dişi korumaya yardımcı olacak maddeler içerir.
Diş minesine kalıcı bir zarar verilmesi oldukça nadir karşılaşılan bir durumdur. Bilimsel araştırmalar, profesyonel beyazlatma uygulamalarının, özellikle lazerle hızlı bir aktivasyon sağlansa bile minede uzun süreli bir yıpratma yapmadığını gösterir. Uygulama sonrasında mine yapısında minimal seviyede gözenek artışı veya kısa süreli mineral kaybı tespit edilebilir. Ancak ağız ortamındaki tükürük ve hekimin önereceği floridli destek ürünleriyle bu değişim genellikle hızlı şekilde geriye döner. Bu nedenle lazerle diş beyazlatma, dişler üzerinde kalıcı bir zayıflatma yaratmaz.
Yine de bazı kişilerde işlem sonrası hassasiyet, birkaç gün hatta bir haftaya kadar uzayabilir. Bu dönemde çok sıcak veya çok soğuk içeceklerden uzak durmak önerilir. Hafif ağrı ya da sızı olursa hekimin uygun gördüğü ağrı kesici veya hassasiyet giderici jellerle konfor sağlanabilir. Diş etlerinde hafif beyazlama veya tahriş oluşması normaldir ve kısa sürede iyileşir. Uzun vadede sorun yaşanmaması için işlem sonrasında hekimin tavsiyelerine uymak yeterlidir.
Lazerle Diş Beyazlatma Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
Lazerle diş beyazlatma işleminden sonra dikkat edilmesi gerekenler, elde edilen sonucun daha uzun süre korunmasına ve olası hassasiyetin azaltılmasına yardımcı olur.
Beyazlatma jeli ve lazerin etkisiyle dişleriniz daha açık bir tona kavuştuğunda, diş minesi kısa süreliğine daha geçirgen bir hale gelebilir. Bu durum özellikle ilk 24 ila 48 saat boyunca dişlerin boyayıcı maddelere karşı daha hassas olmasına yol açabilir. Bu yüzden diş hekiminin önerileri doğrultusunda hareket etmek önemlidir. Dikkat edilmesi önerilen noktalar genelde şöyledir:
- Renkli Yiyecek ve İçeceklerden Kaçınmak
İlk günlerde çok renk bırakan gıdalardan uzak durmak fayda sağlar. Kahve, çay, kırmızı şarap, kola gibi içecekler veya pancar, havuç suyu gibi yoğun renkli besinler dişlerin çabuk leke tutmasına neden olabilir. İşlemden hemen sonra dişler daha savunmasız olduğu için leke oluşma riski artar. Eğer bu tür içecekleri tüketmek isterseniz, kamış kullanmak ya da hemen ardından suyla ağzı çalkalamak faydalı olabilir.
- Sıcak ve Soğuk Temasına Dikkat
Beyazlatma sonrası birkaç gün dişlerde soğuk veya sıcakla ilgili hassasiyet görülebilir. Çok soğuk su içmek, dondurma yemek veya aşırı sıcak çay-kahve tüketmek rahatsızlık hissini artırabilir. Hassasiyetin derecesine göre ılık içecekleri tercih etmek, ağrıyı azaltabilir.
- Düzenli ve Nazik Ağız Bakımı
Dişleri günde en az iki kez yumuşak kıllı bir fırçayla ve hassasiyet giderici bir diş macunu kullanarak fırçalamak önemlidir. Diş ipi veya ara yüz fırçalarıyla diş araları temizlenmeli, gargara kullanımında ise alkolsüz ürünler tercih edilmelidir. Böylece hem renklenme engellenir hem de diş yüzeyindeki olası hassasiyet daha hızlı düzelir.
- Florid veya Hassasiyet Giderici Uygulamalar
Beyazlatma işlemi sonrası hekimin önerdiği florid jel veya potasyum nitrat içeren hassasiyet giderici ürünler, mine yüzeyinin yeniden güçlenmesini destekler. Böylece hassasiyet ve leke tutma potansiyeli düşer.
- Periyodik Kontroller
Lazerle diş beyazlatma işleminin etkinliğini sürdürmek ve olası problemleri erken yakalamak için düzenli diş hekimi kontrolleri aksatılmamalıdır. Hekim, dişlerde yeniden sararma oluşup oluşmadığına bakar. Bazı durumlarda hafif rötuş uygulamaları gerekebilir.
Lazerle Diş Beyazlatma Kimler İçin Uygundur?
Lazerle diş beyazlatma, dişlerinde estetik kaygısı olan ve sağlıklı bir ağız yapısına sahip yetişkinler için uygundur.
Uygulama öncesinde diş hekiminin yaptığı muayene, kişinin tedaviye elverişli olup olmadığı konusunda yol göstericidir. Her ne kadar bu işlem genel olarak güvenli olsa da bazı durumlarda ertelemek veya başka yaklaşımları değerlendirmek daha doğru olabilir. Kimlere önerilmez veya hangi durumlarda dikkatli olunması gerekir sorusu da sıkça merak edilir.
Genel olarak şu gruplar lazerle diş beyazlatma için uygun adaylar arasındadır:
- Dişlerinde Lekeler Olanlar
Sigara, kahve, çay veya bazı ilaç kullanımları nedeniyle dişlerinde renklenme oluşanlar lazerle diş beyazlatma sonrası fark edilir bir beyazlama elde edebilirler. Özellikle yüzeysel lekelerin yanı sıra mine içine işlemiş derin lekelerde de etkili sonuçlar alınabilir.
- Zaman Kısıtlaması Olanlar
Hızlı sonuç almak isteyen, yoğun iş temposuna sahip veya özel bir etkinlik öncesi hemen daha beyaz dişler isteyenler için lazerle diş beyazlatma oldukça idealdir. Tek seansta birkaç ton açılma olması bu açıdan cazip bir tercih yaratır.
- Daha Önce Farklı Yöntemleri Deneyip Yeterli Sonuç Alamayanlar
Ev tipi plak tedavisi, beyazlatıcı diş macunları veya diğer ofis tipi ışıklandırma yöntemleriyle istenen sonuca ulaşamayanlar, lazer teknolojisinin sağladığı hızlı ve yoğun aktivasyondan yararlanabilir.
Öte yandan bazı kişilerin lazerle diş beyazlatma konusunu ertelemesi veya kapsamlı bir değerlendirme yapması gerekebilir:
- Hamile ve Emziren Kadınlar
Hamilelik veya emzirme döneminde lazerle diş beyazlatma önerilmez. Bu süreçte ilaç ve kimyasal maddelerin kullanımında her zaman temkinli yaklaşılır. Bu nedenle çoğu diş hekimi, daha fazla araştırma sonucu elde edilene kadar lazerle diş beyazlatmayı bu dönemde önermemeyi tercih eder.
- Çocuklar ve Ergenlik Dönemi
Diş hekimleri genellikle tüm daimi dişlerin sürmesi ve mine dokusunun olgunlaşması için en az 14 yaşın beklenmesini ister. Daha küçük çocuklarda ise estetik kaygı olsa bile bu işlem yapılmaz. Böylece büyüme-gelişme tamamlandıktan sonra daha güvenli ve dengeli sonuçlar sağlanabilir.
- Ağızda Aktif Problemi Olanlar
Diş çürüğü, diş eti hastalığı veya dişlerde çatlak bulunuyorsa öncelikle bu sorunlar çözülmelidir. Aksi halde dişin iç tabakası doğrudan beyazlatma jeline maruz kalabilir ve bu da ağrı veya hassasiyet sorunlarını arttırabilir.
- Ön Bölge Restorasyonları Fazla Olanlar
Dişlerde büyük dolgular, kaplamalar veya estetik veneerler bulunuyorsa, beyazlatma yalnızca doğal diş yüzeylerini etkiler. Yani mevcut dolgu veya kaplamalar renk değiştirmeyeceğinden, işlem sonrasında renk uyumsuzluğu meydana gelebilir. Bu durumda hekiminiz farklı tedavi planları önerebilir veya restorasyonların rengini yeniden düzenlemeyi düşünebilir.